Uyuşturucu dosyaları genelde gece vakti yapılan operasyonun neticesinde veya akşam yol çevirme sırasında karşılaşılan vakıa neticesinde başlar. Buna hangi karakol bakar bu önemlidir. Emniyetin kendi içinde birçok birimi vardır. Uyuşturucu suçlarında ticaret, imal, içicilik gibi durumlara narkotik bakar. Bağımsız binadır ve emniyet içerisinde bulunmaz. Başka bir karakol içerisinde tek başına kendine özgü alandır. Narkotik şubedeki çalışan polis arkadaşlar, çok dikkatli ve tecrübelidirler. Sıklıkla çok fazla olguyla karşı karşıyadırlar. O yüzden karşıdaki insanın sıkı sıkıya bildiğini düşünerek biraz daha uzman bir polismiş gibi hareket edeceğiz. Örneğin; Müvekkilimiz üzerinde birkaç farklı çeşit madde çıkan biri olsun, geçtiği sırada polisler ve bekçiler, üst araması yaptığında ve neticesinde üzerinde bir metamfetamin maddesi olduğunu varsayarak bundan sonraki sürecin nasıl başladığı konusuna değinirsek; genelde uyuşturucu vakıalarında yakalandıktan sonra müdafi ile telefon konuşması yapmayız. Onun yerine yakalandıktan sonra abisi, babası, dayısı gibi yakınlarından telefon alırız, durumu bize kısaca özetlerler. Genelde bizi aradıklarında, götürüldüğü karakol söylenir ve yardım edip edemeyeceğimiz sorulur. Müdafinin yakınlarını hangi birimin aradığı önemlidir. Karakol müdafiyi aldıysa narkotiğe devredecektir. Müdafinin yakınlarıyla anlaşırız ve ücret konusunda güvendiğimiz kimselerse ücreti konuşuruz, tanımadığımız veya güvenmediğimiz kimselerse narkotik şubeye girmeden ücret talep etmeliyiz. Daha sonra müdafi için narkotik şubeye geldiğimizde müvekkilimizle görüşebiliriz. Görüşmeden evvel narkotik ekipteki arkadaşlarla selamlaşarak, benim müdafi burada onunla ilgili bilgi almaya geldim, müvekkilimin ifadesine katılacağım demeliyiz. Önce dosyayı görmek istememiz gerekir. Önleme araması, tanık beyanının olup olmadığına bakmalıyız. Uygulamada polis ekipler olmayan şeylere de değinir, oradaki somut belgeyi görmeden itibar etmemeliyiz. Dosyada gizlilik kararı var diyebilirler, uyuşturucu dosyalarında sık görülür. Gizlilik kararını gösterilmesini istemeliyiz. Gizlilik varsa, sadece müvekkiliniz beyanlarını görebileceğiz. Diğer şüphelilerin beyanlarını göremeyiz. Gizlilik kararı yoksa, dosyayı alıp içerisinde teknik takip, önleme araması, tanık beyanı, edinilen istihbarı bilgi gibi bilgiler vardır. Çoğunlukla ekipler tarafından; ‘’yapılan bölgedeki istihbarı araştırmalara göre bu kişinin uyuşturucuyla ilgili hakkında emniyete isimsiz kişi tarafında beyanda bulundu’’ deniyor. Dosyayı incelediğimizde bekçi tutanağı ve müvekkilimizin genel adli muayenesi ve hangi uyuşturucu maddeleri var ise fotoğraflamaları vardır. O sırada dosyadan bu bilgileri öğrendik, müvekkilimiz nezarettedir. Müvekkilimle görüşebilmeyi istemeliyiz. Ön görüşmeyi polislerin olmadığı herhangi bir yerde yapmalıyız. Var olan ifade alanı yetersizdir ama müdafi ile polisin olmadığı çay bahçesinde, koridorun kenarında, görüşme odasında, o an neresi müsaitse orda görüşmeliyiz. Burada eğer imkân varsa imkanları zorlamalıyız. Müvekkili rahatlatarak, üzerinde bunlar yakalanmış, söz konusu maddelerle ilgili durumun nedir, içiyor musun içtin mi, geçmişinde dosyan var mı veya söyleyeceğin bir şey var mı, ticarete sokarlarsa cezanın alt sınırı 10 yıl gibi bilgiler vermeliyiz. Daha evvel içtiysen eğer ona göre ifade oluşturalım veya gerçekten satıcıysan ona göre ifade tarzı oluşturalım gibi müvekkilden tüm hikâyeyi almalıyız. Müvekkil sizin polis olduğunuzu düşünebilir, genelde böyle düşünürler. Bu noktada beni yakının olan şu kişi aradı gibi ona nispeten geldim gibi rahatlığı vermemiz gerekiyor. Kişi örneğin dedi ki, ben içiciyim, kanımda çıkar, Ustama alıyorum, abime alıyorum, ben bunu asker gecesi arkadaşlarla içmek için aldım diyebilir. Bu durumda içicilik, ikramcılık, aracılık, satıcılık vardır. Hâkimin gözünde müdafinin şu kişiye götürüyordum demesi bile satıcı olarak yorumlanmasına sebep olur. Temin etmenin satmakla farkı yoktur. İçicilik, ikramcılık, aracılık, satıcılık olarak 4 unsurdan bir tanesi karşımıza çıkar. Eğer içiciyse müvekkilin içici olduğu üzerine ifadeyi yönlendirmek gerekir. İfadede içici olduğunu ifade ederse kanında yakalandığı maddeler çıkarsa, kullanım sınırının altındaysa içicilik üzerinden gidip, yasal kullanım sınırı içerisindedir satıma hazır halde değildir, cep telefonda hazırlanan ön görüşme bulunmamaktadır bu kişi içicidir gibi savunmada bulunulabilir. Şu kişiye götürüyordum gibi ifadeler müdafiye dedirtmemek gerekir. Ya kullanıyorsundur ya satıyorsundur. Ben hiç içmedim ama içmek için almıştım, içemeden de yakalandım diyebilir bu durumda içiciliğe meyledebileceğini ve kullanım sınırı altında kaldığı savunması yapılabilir. Kişinin maddi malvarlığı vardır cebinde eroin vardır, ateş buz kullanıyor olabiliyor, üzerindeki malzeme ile maddi gücü arasında orantı kurmanız gerekir. Bu kişi az ücretli bu uyuşturucuyu satmasına ihtiyacı yoktur savunması yapılabilir. Yakalandığı sırada hassas terazi, teknik takip, hukuka uygun arama kaydı, tanık var mı bunlara bakmamız gerekiyor. İçicilik ve satıcılık arasında müvekkilimize bu farkın önemini anlatmamız gerekiyor. Bu tarz dosyalarda özel müdafiyseniz müdafinin arayan yakınlarına ‘’dosyamız ilerliyor, ben sizin için ifadeye gideceğim, bunun için ifadeye girmek için şu ücreti alırım’’ demek gerekir. İfadeye geldiğimizde; ifadenin başlangıç ve bitiş saatine bakmamız gerekir. Başlangıç ve bitişi göz altında bulunma süresin de göz önünde bulundurmak gerekir. İfadeye başlangıç saati 07.30- bitişi 08:30 müvekkili artık orda tutamazlar. İfade sırasında ses ve görüntü kaydı yapılmıyor. İfadeye girmeden dikkat etmemiz gereken husus şu, girmeden önce müvekkile son cümlemiz şu olmalı; ‘’sana sorulacak sorulara ben cevap veremem, ben orda ifadenin doğru alındığını, beyanların doğru zapta geçtiğini, baskı altında ifade vermediğini beyan eden tutanağa imza atacağım. Ben müdahale edemem’’ deyip uyarıda bulunmamız gerekir. Polis eğer müdafiye ‘söyle kime sattın’’ gibi yönlendirme soruları sormaya kalkarsa o sırada müdahalede bulunup yönlendirme soruları soramazsınız demeliyiz. Eğer müdafi ifade sırasında kontrolden çıktıysa konuyla alakasız konuları anlatmaya yöneliyorsa o noktada mola isteyebiliriz. Müvekkil bize ben uyuşturucuları şu kişiden alıyorum deyip, ifade alınırken içeride bunu söylemediyse bunu hatırlatabiliriz. Müdafinin ifadesini aldırdık, ifadeye baktık ve kişinin ifadeleri doğru dedik, şüpheli müdafiden soruldu diye bize soru sorulur. Biz orda müvekkilimizin ikmalen işlem görmesini isteyeceğiz. İkmalen kelimesi kişinin ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılması demektir. Biz ifadeye kontrol amaçlı gidiyoruz ifade amaçlı gitmiyoruz. İfade tutanağındaki imza üzerindeki beyanlarda yargıtay aşamasına kadar, avukat huzurunda ifadesi alındığı için beyanı doğru kabul edilir. Bu beyanı değiştirildiği takdirde sizin ifadeniz sorgulanır. İfadeden çıktığımızda, oradaki polis memuruna bu kişi mevcut mu ikmalen mi diye sormamız gerekir. Polis memuru ‘’Savcı mevcut dedi, yarın sabah uyuşturucu savcısı bakacak’’ der. Dosyayı yazarlar, müdafi ertesi sabaha kadar nezarethanede kalır. Özellikle belirtmesi gereken hususlar müvekkile sorulmalıdır. Sorulduktan sonra savcıya gitmemiz gerekiyor. Örneğin 2 kişi olduğunu ve arabada hassas terazi ile yakalandıklarını varsayarsak, birinin mal varlığı yerinde olup diğeri de orta düzey bir maddi duruma sahip olduğunu varsayalım, müvekkilin iş vereni olduğu fabrikanın bilgi ve belgelerini isteriz, bu kişi arkadaşıyla gitmiştir, müvekkilimizin şu kadar kazancının olduğu, müvekkilin kanında uyuşturucu madde yoktur savunması yaparak, sadece o anda arkadaşın şoför koltuğunda bulunmaktaydı, bunu satmaya ihtiyacı yoktur gibi ifade edebiliriz. Müdafi orta düzey gelirliyse, araç onun değil gibi ifadeden yürüyebiliriz. Eğer iki tarafın ifade birliği varsa, biri şu ifadeyi verdiğinde; ‘’mal benimdir diğer kişinin alakası yoktur, bizde şeytana uyduk’’ gibi bu etkin pişmanlıktır. Savcıyla ön görüşme yaptık ama savcı kendisi de ifade almak isteyebilir. ‘’Araçtaki mal bana ait değil demişsin ama senin bulunduğu koltukta bulundu, bu malı nerden buldun’’ gibi sorular sorar. Az önceki örnekteki gibi etkin pişmanlık uyuşturucu dosyalarında önemlidir. Bu suçsuzu ortaya çıkarmak demektir. Bir nevi yardım etmektir. Müdafi olduğumuz şüpheli, ‘’ben malı Mustafa’dan aldım, şu arkadaşıma da satar’’ dedi, hassas terazi çıktı araçta ama müdafi etkin pişmanlık ile devlete 5 kişinin ismini vererek devlete bilgi vermeyi sağlar. Müdafi ifadesinde karakolda inkâr ettiği durumu savcıda değiştirebilir. Bunun için avukat olarak bizlerin müdafiye şu savunmayı yapacağım deyip kağıtla yazıp imzalatmamız gerekir. Avukatın buradaki en büyük rolü somut dosyaya kişinin özel durumlarıyla birlikte hikâye oluşturabilmesidir. Morfin kullanımla ilgili kişisel kullanım günlük sınırı 0,060 miligramdır bunun üstü satıcılıktır. Kokain için 0, 030 miligram, esrar için 3 gramdır. Metamfetaminin ise 13,5 gram üstü satıcılığa girer. Bu ölçüler uyuşturucunun saflık durumuna göre değişebilir. Daha sonra savcılık dosyayı sulh cezaya gönderiyor. Parmak izi, kan tahlili yapılıyor. Savunma olarak; Müvekkilimizin kullandığını kabul edilse bile satışa dair ibare yoktur. Bir veya birden fazla adli kontrol hükümlerinin uygulanmasını, salıverilmesini talep etmemiz gerekir, denmelidir. Müvekkilin durumunu özetleyen durumla duruşmaya gireriz, hangi konuları atlamamız gerektiğini görürüz. Yine savunmada, müvekkil satıcı olsaydı alıcı kişilerinde ismi olması gerekirdi, hassas terazi müvekkile ait değil, aldığı gram çok yüksek olduğu için kandırılmamak için hassas terazi bulunduruyor diyebiliriz. Tutuklandıysa veya adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, tutukluysa tutukluya itiraz edeceksiniz, ya da adli kontrol kararına itiraz etmemiz gerekir. Sulh cezada itiraz ettiniz reddetti, uyuşturucu savcısı müzekkereyi yazdırdı, dosya kâtibin yapılacak belgelerine girdi. Ortalama 3 ay bu kararların toplanmasını bekliyoruz. Hepsi gelirse müvekkille anlaşırsanız vekalet için ceza evine noter gönderirsiniz. İddianame hazırlandı dosya hazırlandı, ağır ceza mahkemesinde kovuşturma evresi başlamıştır artık. İçiciyse asliye cezaya satıcıysa ağır cezaya gönderilir. Kovuşturma en genel tanımıyla, soruşturma evresinin sona ererek iddianamenin kabulü ile başlayan, yargılama ve bunun sonucunda hüküm verilmesini kapsayan süreçtir. Tensip zaptı düzenlenir, dosyada tanık varsa tanık çağırılır, müdafi yoksa CMK’dan müdafi atanması istenir. Polislerden bir veya birkaçı tanık olarak çağırılır. Tensip zaptı düzenlenerek ilgili yerlere müzekkere yazılarak gönderilir. Müvekkille ceza evinde aralıklarla görüşerek, dosyanın somut durumuna göre kişi ticaretten yargılama yapıldığı için kişinin etkin pişmanlık hususunu değerlendirmesini isteriz. Müdafiye göre savunma metni düzenleriz. Müvekkiliniz etkin pişmanlıktan faydalanacağını görüşmemizde kabul edip, müvekkil ifadesini değiştiriyorsa sulh cezada söylediğiniz her şey boşa gider. Müvekkilinizden ceza evinde avukatımın etkin pişmanlık savunmasını yapmasını istiyorum demeden, hatta yazılı belge almadan etkin pişmanlık savunmasını yapmamalıyız. İfadesini değiştirebilir. Ne savunma yapacağınıza dair yazılı belge vermelidir. Duruşma sırasında tanık beyanı çok önemlidir. Tanık müvekkil lehineyse duruşmadan önce mutlaka sormak gerekir. İlk celsede tahliye talep edeceğiz. Dosyada belgelerden birinin eksik olması, tanığın gelmemesi gibi sebeplerle müdafinin tutukluluğu devam der. Bu durumda tutuklamanın tahliyesini isteyeceğiz. Eğer mütalaa gelirse, savcının ceza veya beraattir. Eğer her şey lehineyse belgeler ve mütalaada etkin gelmişse tahliye olma ihtimali çok büyüktür. Eğer mütalaaya itiraz edilecekse, süre tutum dilekçesini kaleme o gün hemen vermeliyiz. Mütalaaya mutlaka süre tutum dilekçesiyle gitmek gerekir.