Bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları edinilmiş mallardan veya edinilmiş mallara ilişkin borçları kişisel mallarından ödenmiş ise, tasfiye sırasında denkleştirme istenebilir. Denkleştirme için dava dilekçemizde ayrı bir talebe gerek yoktur, hakim kendiliğinden hesaplamayı yapmaktadır.
“… Somut olayda, mahkemece, dava konusu dolmuş hattından önce davalı erkek adına olan dava dışı dolmuş hattının kişisel mal olduğu ve dava konusu dolmuş hattının yarısının satışından elde edilen para ile 5 parsel sayılı taşınmaz üzerine binanın yapıldığına yönelik kabulü yerinde ise de, kişisel mal olan dava dışı dolmuş hattının dava konusu dolmuş hattının edinilmesindeki oranı yani edinilmiş mal olan dava konusu dolmuş hattına kişisel mal olan önceki dava dışı dolmuş hattıyla yapılan katkıya ilişkin denkleştirme yönünden yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, dava dışı kişisel mal olan dolmuş hattının üzerine bir miktar verilerek dava konusu dolmuş hattının edinildiği sabit olup dava konusu dolmuş hattının edinme tarihindeki değerinin ne kadarlık kısmının dava dışı kişisel mal olan dolmuş hattı ile karşılandığı denetime elverişli bilirkişi raporu ile belirlenmemiştir. O halde, mahkemece dava dışı dolmuş hattının dava konusu dolmuşun edinme tarihindeki değeri ile dava konusu dolmuşun edinme tarihindeki değeri yönünden ilgili tüm kurum/kuruluşlara (ilgili taşıma kooperatifleri, ticaret ve sanayi odaları, belediyeler, vergi dairesi, noterler, v.s.) yazı yazılarak sorulması, gerekirse hat satışına yönelik internet sitelerinden araştırma yapılması, sonucuna göre kişisel malla yapılan denkleştirme oranı belirlenerek dava konusu dolmuş hattı ve dava konusu dolmuş hattının yarısının satışından elde edilen para ile yapılan 5 parsel sayılı taşınmazdaki bina yönünden artık değere katılma alacağına karar verilmesi gerekirken, yetersiz araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.» Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 24.11.2021 T., 2021/5355 E., 2021/8698 K.
Talep
- Bu davalar alacak davaları olup, kural olarak bu tür davalarda ayni talepte bulunulamaz.
- Her bir alacak türü ayrı olarak belirtilmeli.
- Yargıtay uygulamasına göre her bir malvarlığından ne talep edildiği belirtilmeli.
Yargıtay Uygulamasına Göre Talep-İçtihat
“Öncelikle, davaya konu taşınır ve taşınmaz mallar bakımından dava dilekçesinde gösterilen dava değerinin kalem kalem açıklattırılması, hangi uyuşmazlık konusu mal bakımından ne kadar istenildiğinin belirlenmesi gerekmektedir. Mahkemece, bu husus gözden kaçırılmıştır.” Yargıtay 8. HD. 20.06.2013 T., 2013/10529 E., 2013/9598 K. “Bu halde mahkemece, HMK’nun 31. maddesindeki hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacıdan talep ettiği miktarının ne kadarının taşınmaz ve ne kadarının araca ilişkin olduğu sorulup açıklığa kavuşturulduktan sonra, taşınmaz başında inşaat mühendisi bilirkişi ve emlakçı bilirkişi vasıtasıyla keşif icra edilerek TMK’nun 235/2. maddesi gereğince taşınmazın üçüncü kişiye devredildiği tarihteki değerinin tespit edilip aynı Yasa’nın 236/2. maddesi uyarınca belirlenen bu değerinin yarısının davacının katılma alacağını oluşturduğu gözönünde tutularak bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” Yargıtay 8. HD. 12.06.2014, 2014/7621 E., 2014/12283 K
Yargıtay, davacının toplam bir talep miktarı belirterek, hangi malvarlığı için ne kadar istendiğinin açıklanmaması halinde, talep miktarını talep edilen malvarlıkları sayısına bölerek her kalem malvarlığı için eşit istekte bulunulduğunu kabul etmektedir:
“Davacı vekili dava dilekçesinde iki kalem halinde belirttiği S.S. Gelişim Konut Yapı Kooperatifi ve S.S. Gençlik Konut Yapı Kooperatifi hisselerine yönelik toplam 50.000,00 TL alacak isteminde bulunmuş ancak hangi kooperatif hissesi için ne miktar alacak talep edildiği dava dilekçesinde gösterilmediği gibi, mahkemece de bu konudaki talep açıklattırılmamıştır. Yargıtay ve Dairemiz İçtihatlarına göre; bu gibi durumlarda dava konusu yapılan her alacak kalemi için eşit miktarda istekte bulunulduğu kabul edilmektedir. Buna göre; davacının S.S. Gelişim Konut Yapı Kooperatifi hissesi için 25.000,00 TL, S.S. Gençlik Konut Yapı Kooperatifi hissesi için 25.000,00 TL talepte bulunduğunun kabulü gerekir. Talepten fazlasına hükmedilemez. (HUMK 74, HMK m. 26/1). Durum böyleyken; mahkemece, SS Gençlik Konut Yapı Kooperatifi hissesi için 47.697.50 TL olarak talepten fazla miktarda katılma alacağına hükmedilmesi doğru olmamış; bozmayı gerektirmiştir.” Yargıtay 8. HD. 01.06.2015 T., 2014/2082 E., 2015/12168 K.
«Öncelikle, dava dilekçesinde davacının alacak talebinin hangi kalem için ne kadar olduğu açıklanmamıştır. Mahkemece, davacının talepleri açık olmadığı halde açıklatma da yaptırılmamıştır. Bu durumda öncelikle mahkemece yapılacak iş, 6100 Sayılı HMK’nın 31. maddesindeki hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde davacıya, dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde talep ettiği alacak kalemlerinin her biri yönünden talep ettiği alacak miktarının ayrı ayrı açıklattırılması gerekir” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 10.11.2021 T., 2021/5374 E., 2021/8375 K.
Hukuki Nitelendirmede Hata-İçtihat
“…Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). Somut olayda, ilk derece mahkemesince davalının boşanma dava tarihinde mevcut olan %10 hissesi dikkate alınarak ilgili şirketten artık değere katılma alacağı hesaplandığı, davalının istinaf etmesi üzerine ilgili bölge adliye mahkemesince davacının dava dilekçesinde tüm talepleri yönünden katkı payı alacağı talep ettiği, ayrıca katılma alacağı talep etmediği, şirkete kişisel mallarıyla katkısı olduğunu da ispatlayamadığı gerekçesiyle bu alacak kalemi yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, ilgili bölge adliye mahkemesince yapılan hukuki nitelendirme hatalı olmuştur. Şöyle ki, davacı dava dilekçesinin sonuç kısmında ‘şirketlerin kurulmasına, korunmasına, işleyişine ve şirkete ait mallara ve kazanılan paraya katkısının karşılığı olarak katkı payı alacağının davalıdan alınmasını’ talep etmiş ise de, maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime ait olup (6100 sayılı HMK mad. 33), tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapma zorunluluğu olmadığına, şirketin kuruluş tarihi itibariyle edinilmiş mal ( TMK mad. 222 ) olduğuna ve her eşin diğer eşin artık değerinin yarısı üzerinde kanunen hakkı (TMK mad. 236/1) olduğuna göre, dava dilekçesinin içeriği ve sonuç kısmı da bir bütün halinde değerlendirildiğinde davacının şirket yönünden artık değere katılma alacağı talebinin olduğunun kabulü gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir…” Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 20.10.2021 T., 2021/5655 E., 2021/7416 K.
MAL REJİMİNİN SONA ERMESİ ANINDA MEVCUT OLMAYAN MALLAR
- Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi aşamasında hesaba katılacak olan mallar ve değerler, eşlerin mal rejimin sona ermesi anındaki mülkiyet durumlarına göre değerlendirilir.
- Mevcut olmayan bir malvarlığı ile ilgili talepte bulunuluyorsa TMK m. 229 ileri sürülmelidir.