Tatil sözleşmeleri dört türe ayrılır (TKHK. m.50/IV). Bunlar:

1) Devre tatil sözleşmeleri,

2) Uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri,

3) Değişim sözleşmeleri,

4) Yeniden satışa yönelik tatil sözleşmeleridir (Satıcı veya sağlayıcının, devre tatil veya uzun süreli tatil hizmetinin alınıp satılması hususunda tüketiciye yardımcı olduğu yeniden satış sözleşmeleri).

Tatil sözleşmelerinde iki adet sözleşme süresi mevcuttur. Kısa olan dönemdeki tatil yapılan süre gün hafta yıl olarak gösterilen, uzun olan dönem belirten. Tatil sözleşmeleri bakımından uzun sürenin bir yıldan çok olması aranmış, kısa süre bakımından da en az bir gece konaklama: Gerçek devre mülk hakkının 15 günlük süreden az olarak kararlaştırılması engellenmektedir (634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu m.59). Ancak bu süre 7392 sayılı Kanun ile 7 gün olarak değiştirilmiştir ve bu hüküm Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir. Devre tatil sözleşmeleri terimi, geniş anlamda kullanılmış olup, hem şahsi hak niteliğindeki devre tatil sözleşmelerini hem de devre mülk sözleşmelerini içine alır.

Devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olması bu maddenin uygulanmasını engellemez gecelik konaklama imkânı veren her türlü devre tatil imkânı veren ürün bu kapsamda değerlendirilmektedir. Devre tatil satışı gerçekleştirecek satıcıların devre tatile konu mal üzerinde ayni hak sahibi olmaları zorunludur. (2) Kooperatif veya ticaret şirketi ortaklığı ya da dernek veya vakıf üyeliği suretiyle devre tatil hakkı tanınamaz. (3) Devre mülk hakkı veren sözleşmeler hariç olmak üzere, tüketicilerle mülkiyet payına bağlı ayni hak sağlayan devre tatil sözleşmesi kurulamaz. (4) Devre mülk hakkı veren sözleşmeler de dahil olmak üzere tüketicilerle ön ödemeli devre tatil sözleşmesi kurulamaz. (5) Şahsi hak sağlayan devre tatil sözleşmeleri on yıldan fazla süre için kurulamaz. Mesken olarak kullanılmaya elverişli bir yapı veya bağımsız bölümün ortak maliklerinden her biri lehine bu yapı veya bağımsız bölümden yılın belli dönemlerinde istifade hakkı, müşterek mülkiyet payına bağlı bir irtifak hakkı olarak kurulabilir. Bu hakka devre mülk hakkı denir.”

• Devre tatil ile devre mülkün farklı yönleri de mevcuttur. Bu farklar şöyle sıralanabilir :

-Devre tatil kelimesi aslında içinde şahsi hakkı (alacak hakkını) barındıran tanımdır. Devre mülk ise içinde aynı hakkı (uzun süreli irtifak hakkı-mülkiyete yakın süreyle sınırlı ayni hak) barındıran bir haktır.

– Devre tatil sözleşmesi için yazılı şekil yeterliyken gerçek devre mülk tapuda resmi şekilde kurulur. Devre tatille ilgili tüketici hukuku dışında açık bir kural yoktur; bu yüzden devre tatil sözleşmesi, genel hükümler kapsamında alacak hakkı doğuran özel hukuk sözleşmesi hükümlerine (TBK 1 vd.) tabidir. Devre mülk sözleşmeleri ise 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu 57-65 maddeleri arasında düzenlenmiştir (TSY. m.4/ç). Gerçek devre mülk hakkı 7 günden az olmayan ayni hak olarak tapuda resmi biçimde yapılır. Taraflar 7 günden az ve tapu dışında devre mülk hakkından söz ederlerse bunun “devre tatil” olarak anlaşılması daha doğrudur. Şu halde gerçek devre mülkler bakımından sözleşmenin bir tarafını tüketicinin oluşturması kaydıyla 6502 sayılı Kanun hükümleri uygulanacağı gibi devre mülk olarak adlandırılan ve aslında tapuda kurulmamış, alacak hakkı (şahsi hak) doğuran devre tatil niteliğindeki sözleşmelere de bu Kanun uygulanabilecektir. Devre tatil sözleşmesi, periyodik olmak kaydıyla bir çerçeve süre (ki en az bir yıl olması gerekir) bir de somut tatil süresini periyodik süre (bir veya birden fazla sayıda gecelik) konaklama olanağı veren (uygulamada genelde en az bir haftalık süre olmakla beraber günlük de olabilen) içeren sözleşmedir. Devre mülk sözleşmesi ise periyodik olmak kaydıyla bir çerçeve süre (ki en az bir yıl olması gerekir, uygulamada 19, 29, 39.. yıllık sürelerle) bir de somut tatil süresini içeren periyodik süre (en az 7 günlük) konaklama olanağı veren sözleşmedir.

ŞEKİL ŞARTI: Yönetmeliğe göre satıcı veya sağlayıcı, bu Yönetmelik kapsamında düzenlenen sözleşmelerin kurulmasından en az bir gün önce tüketicilere yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile ön bilgilendirme formu vermek zorundadır (TSY. m.5/I). Ayrıca ön bilgilendirme formunun, en az on iki punto büyüklüğünde, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir şekilde düzenlenmesi zorunludur.

• Ön bilgilendirme formundaki (broşürdeki) bilgiler, girişimciler için bağlayıcı olup, broşürde vaat edilen niteliklerin bulunmaması veya eksik bulunması durumunda girişimcilerin ayıplı mal/hizmet kapsamında (TKHK.m.8 vd.) sorumlu olduğu, tüketicinin isterse ayıplı ifa (TKHK.m.8 vd.) isterse sözleşmeye aykırılık hükümlerine (TBK.m.112 vd.) başvurabileceği açıktır.

• Satıcı veya sağlayıcıdan kaynaklanmayan ve gerekli özenin gösterilmesine rağmen sonuçlarına engel olunamayan, olağandışı ve öngörülemeyen durumlarda, ön bilgilendirme formlarında yer alan bilgiler, sözleşmenin kurulmasından önce yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketicinin onayını almak ve yapılan değişiklikleri de ayrıca sözleşmede belirtmek şartıyla değiştirilebilir (TSY. m.5/IV).

• Yönetmelik kapsamında düzenlenen sözleşmelerle ilgili olarak, satıcı veya sağlayıcının hediye tatil, kampanya, ücretsiz yemek ve gezi gibi isimler altında satışı özendirici yöntemler kullanarak tüketiciye bir davette bulunması halinde, bu davetin içeriği ve ticarî amacının tanıtım faaliyetinden önce yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketiciye bildirilmesi zorunludur (TSY. m.5/V). Bu bilgilendirmelerin yapıldığına ilişkin ispat yükü satıcı veya sağlayıcıya aittir.

• Bilgilendirmenin gereği gibi veya hiç yapılmadığı durumlarda sözleşmenin geçersizliği söz konusu olup, bu geçersizliği sadece tüketici ileri sürebilir. Ayrıca tüketicinin bir zararı varsa sözleşme görüşmelerine dayanan sorumluluk çerçevesinde doğacak zararların tazmini gündeme gelebilecektir. İdari para cezasının uygulanması da (TKHK.m.77/III) söz konusudur.

• Mesafeli satış yöntemiyle kurulan sözleşmeler hariç olmak üzere satıcı veya sağlayıcı, tüketicinin kendi el yazısıyla sözleşme tarihini yazmasını (nitelikli yazılı şekil) ve sözleşmeyi imzalamasını sağlamakla yükümlüdür. Yazılı veya mesafeli olarak kurulan bu sözleşmelerin bir nüshasının kâğıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı ile tüketiciye verilmesi zorunludur. Daha ağır şekil şartları öngören kanun hükümleri saklıdır (TKHK. m.50/V).

• Burada daha ağır şekil şartlarından kasıt, devre mülk sözleşmeleridir. Devre mülk sözleşmeleri ayni hak içermekle tapuda resmi şekilde yapılan sözleşme ile kurulması gerekmektedir

• Sözleşmenin tür ve kapsamı hakkında tarafların nitelendirmesine bakılmamalı, ilişkinin kapsamına ve uygulamasına bakılmalıdır. Örneğin taraflar sözleşmede “devre mülk” demiş olsa bile tapuda resmi şekilde kurulmamış, yazılı biçimde şahsi hak tanıyan devre tatil için rayiç bedel ödenmişse, bu ilişkiye devre tatil hükümlerini uygulamak ve (tahvil teorisi gereği) yazılı şekli yeterli saymak gerekecektir. Bununla birlikte özellikle tarafların ileride tapuda resmi biçimde devre mülk kuracaklarına ilişkin yazılı anlaşmaya rağmen, devre mülk sözleşmesi kurulmamışsa ve devre mülk için öngörülen yüksek bedeller alınmışsa (ki ayni hak tanıyan devre mülk, şahsi hak tanıyan devre tatil hakkına oranla daha yüksek bedellidir) sözleşmenin geçersizliğini sadece tüketici ileri sürebilmelidir. Bu durumda tüketici, adi yazılı da olsa bu sözleşmeye dayanarak TMK.m.716 gereği tescile zorlama davası açıp, hükmen adına tescil isteyebilir; kararın tüketici lehine kesinleşmesiyle birlikte devre mülk hakkı hükmen kazanılmış olur (tescilsiz iktisap-TMK.m.705/II); tapuda yapılacak tescil açıklayıcıdır.

• Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir.

• Devre mülk hakkı veren sözleşmeler hariç olmak üzere, cayma süresi dolmadan satıcı veya sağlayıcı, tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasını veya tüketiciyi borç altına sokan herhangi bir belge vermesini isteyemez .

• Cayma hakkı süresinin en erken sözleşmeye konu yerin teslimiyle başlayacağı kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay yeni tarihli bir kararında da benzer şekilde karar vermiştir.

• Peşin ödeme yasağına rağmen, tüketiciden herhangi bir bedel alınması durumunda, alınan bedel tüketiciye derhal iade edilir. Ayrıca tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge tüketici yönünden geçersizdir doğru düzgün bilgilendirilmemişse cayma süresi 1 yıl 14 gün ve ispatı tüketici üzerinde.

• Tüketicinin cayma hakkını kullanması durumunda, cayma hakkının kullanılmasından önce sunulan hizmete ilişkin olarak tüketiciden herhangi bir bedel talep edilemez.

• Tüketicinin devre mülk hakkı veren sözleşmelerden cayma hakkını kullanması durumunda, tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, cayma bildiriminin satıcı veya sağlayıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç on dört gün içinde tüketiciye geri verilir.

• Değişim sözleşmesinin devre tatil sözleşmesi ile birlikte ve aynı zamanda tüketicilere verildiği hallerde, cayma hakkının kullanımına ilişkin süreler her iki sözleşme için de geçerlidir.

• Satıcı veya sağlayıcı, yeniden satış sözleşmesi kapsamında satış işlemi gerçekleşmedikçe tüketiciden ödeme yapmasını isteyemez.

• Tatil sözleşmelerinde, tüketicinin ödeyeceği bedel, kısmen veya tamamen satıcı veya sağlayıcı ile kredi veren arasındaki anlaşmaya dayanılarak bir kredi veren tarafından karşılanıyorsa, tüketicinin sözleşmeden cayması ve buna ilişkin bildirimin cayma süresi içinde ayrıca kredi verene de yöneltilmesi hâlinde, bağlı kredi sözleşmesi de herhangi bir tazminat veya cezai şart ödeme yükümlülüğü olmaksızın sona erer.