HEMEN İLETİŞİME GEÇMEK İÇİN 0 541 485 92 48

UYGULAMADA BOŞANMA DAVALARI

  Boşanma Davalarında Tedbir Kararı

   HMK’nın ihtiyati tedbir kararını düzenleyen 389.maddesinde ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir dendiği için Hukuk Muhakemeleri Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte boşanma davalarında ihtiyati tedbir kararı verilememeye başlanmıştır.

İhtiyati tedbirin şartları MADDE 389- (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.

Bir görüşe göre ise Türk Medeni Kanunu’nun 169.maddesine göre tedbir kararı verilebilmelidir.

III. Geçici önlemler Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.

                        Yargıtay uygulamasına göre de boşanma davasında uyuşmazlık konusu eşlerin malları olmadığından HMK m.389’a göre tedbir kararı verilemeyecektir. Ayrıca güncel Yargıtay uygulamasına göre 2015 yılından itibaren TMK m.169’a göre de tedbir kararı verilmemeye başlanmıştır.

                        Davanın Terditli Açılması veya Birden Fazla Boşanma Sebebine Dayanılması

                        İki talep arasında aslilik- ferilik ilişkisinin bulunması halinde dava terditli açılmalıdır. Davanın terditli olarak açılması halinde öncelikle Mahkemece asli taleple ilgili karar verilir. Feri talep ancak asli talebin reddedilmesi halinde değerlendirilir.

                        Her bir boşanma sebebine ayrı ayrı dayanılması da mümkündür. Bu durumda mahkemece her bir sebep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmaktadır. Ayrı ayrı sebeplerle dayanılması halinde bu sebeplerin birlikte ileri sürülebilecek boşanma sebepleri olması gerekmektedir. Örneğin terk ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına birlikte dayanılamayacaktır. Aynı şekilde akıl hastalığı ile kusura dayanan bir boşanma sebebi birlikte ileri sürülemez.

                        Boşanma Davasının Karşı Dava Olarak Açılması

                        Boşanma davalarında karşı dava süresinde olmasa bile, verilecek hüküm asıl davayı etkileyecek nitelikte olduğundan ve de daha sonra birleştirme kararı verileceğinden davaların birlikte görülmesi gerekmektedir.

                        Açılan Boşanma Davasında Delil Tespiti HMK m.400

                        Kamera kaydı gibi delillerin toplanması için karşı tarafa tebligat yapılmadan da delil tespiti  yapılması istenebilir. Aynı şekilde, tanıklar da diğer tarafa tebligat yapılmadan ve diğer tarafın yokluğunda tanıkların dinlenmesi de delil tespiti niteliğindedir. Örneğin; tanıkların yurt dışına çıkacak olması, tanıkların yaşlarının çok ileri olması ihtimalinde delil tespitine başvurulabilecektir.

                        Boşanma Davasında Kusur Olarak İleri Sürülen Eylemin Ceza Davasının Konusu Olması İhtimalinde:

  • Hukuk Mahkemesi, Ceza Mahkemesinin kararı ile bağlı değildir.
  • Ceza Mahkemesinin saptadığı ve kesinleşen maddi olgular hukuk hakimini bağlar.
  • Maddi olguların varlığı ya da yokluğu boşanmada kusur durumunu etkileyecekse bekletici mesele yapılır.

Boşanma Davasının Mirasçılar Tarafından Sürdürülmesi

 VII. Miras hakları Madde 181- Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.                                                                                                        

Eşlerden birinin boşanma davası süresince ölmesi durumunda, boşanma açısından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmektedir. Çünkü evlilik eşlerden birinin ölümüyle zaten son bulmaktadır. Aile mahkemesinin burada vereceği karar sadece kusur tespitine ilişkindir. Aile mahkemesi, sağ kalan eşin kusurlu olduğuna karar verirse bu durum sağ kalan eşin mirasçılığını etkilemektedir. Mirasçılardan herhangi birinin bu davaya devam etmesi yeterlidir. Mirasçılar, davayı ıslah edemeyecekleri gibi yeni delil de getiremezler.

Anlaşmalı boşanma halinde eşlerden  birinin ölmesi halinde Yargıtay’ın eski tarihli kararlarına göre mirasçılardan birinin boşanma davasına devam etmesi mümkün iken, güncel tarihli kararlarına göre bu kural anlaşmalı boşanmada uygulanamamaktadır.

Boşanma Davalarında Derdestlik

Davanın tarafları, sıfatları ve konusu dışında derdestlik itirazın kabul görebilmesi açısından dayanılan olaylar da aynı olmalıdır. Bu sebeple bir boşanma davası devam ederken, başka sebeplere dayalı olarak yeni dava açılması halinde derdestlik itirazı geçerli değildir.

Cevap Dilekçesinin Verilmemesi Halinde Boşanmanın Ferileri İçin Islah Yapılması

Hukuk Genel Kurulu Kararı’na göre taraflardan birinin ıslah yoluna başvurabilmesi için öncesinde yapmış olduğu bir usul işleminin bulunması gerekmektedir. Bu nedenle cevap dilekçesinin hiç verilmemiş olması ihtimalinde ortada ıslah edilmesi mümkün bir usul işleminin varlığından söz edilemez.

Davalının Karşı Dava Açarak Boşanmanın Reddini Talep Edip Ancak Ferileri İçin Talepte Bulunması

Karşı taraf karşı dava açmadan açılmış boşanma davası içerisinde maddi manevi tazminat talep edebilecekken, karşı dava açıp boşanmanın reddini isteyip de maddi-manevi tazminat talep etmiş ise nispi harç yatırmak zorundadır.

Davayı Genişletme ve Değiştirme Yasağı

Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia ve savunmalarını genişletebilir veya değiştirebilirler. Dilekçeler teatisinin tamamlanmasından sonra iddia ve savunmalar genişletilemez, değiştirilemez.

Bu yasak kapsamında olmayan talepler:

  • Tedbir nafakası, iştirak nafakası, velayet talebi, kişisel görüşme talebi

Yasak kapsamında kalan talepler:

  • Maddi ve manevi tazminat ve yoksulluk nafakası
  • Tahkikat bitinceye kadar dava ıslah edilebilir ve de ayrı dava açılabilir. Ancak cevap dilekçesi vermeyen tarafın ıslah hakkı yoktur.

                        Özel Boşanma Sebebi İle Açılan Boşanma Davasının Anlaşmalı Boşanmaya Dönüşmesi

Zina ya da hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış özel boşanma sebebi ile açılan davalarda, anlaşmalı boşanma olarak karar verilebilmesi için ıslah gerekmektedir.

                        Evlilik Birliğinin Sarsılması

Kanunun lafzından anlaşılmasa da Yargıtay’a göre tam kusurlu eşin dava hakkı yoktur. Ancak, davalının az da olsa kusuru olduğu durumlarda boşanma kararı verilebilmektedir. Ancak bu durumda davalının itiraz hakkı bulunmaktadır. İtiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa yine de boşanmaya karar verilebilecektir. Yargıtay’a göre eşine sürekli onu sevmediğini söyleyen eşin boşanma kararına itiraz etmesi hakkın kötüye kullanımı niteliğindedir.

                        Usulüne Uygun Dayanılmayan Vakıalar

Örneğin, tanığın dava dilekçesinde dayanılmayan bir vakıayı anlatması ve de buna dayanılarak karar verilmesi durumunda bu durum Yargıtay tarafından bozma nedeni olarak değerlendirilmektedir.

                        Evlilik Birliğinin Sarsılmasında Dayanılamayacak Olaylar

  • Evlilik öncesi olaylar
  • Boşanma dava tarihinden sonraki olaylar: Yargıtay’a göre ıslah ile boşanma dava tarihinden sonraki olaylar davaya dahil edilemez fakat doktrinde aksi yönde görüşler de bulunmaktadır.
  • Üzerinden uzun süre geçmiş olaylar
  • Sonrasında evlilik birliğinin sürdürüldüğü olaylar
  • Affedilen olaylar
  • Reddedilen davadan önceki olaylar

Yargıtay’a Göre Af Niteliğindeki Olaylar

  • Kusurlu davranıştan sonra barışmış olmak
  • Boşanma davasından feragat (anlaşmalı boşanmadan feragat dava tarihinden önceki olayların affedildiği anlamına gelmemektedir)
  • Eve dön ihtarı çekmek (Eve dön ihtarı çekilmesi ile ihtar tarihinden önceki davranışlar affedilmiş sayılmaktadır.)
  • Birlikte tatile gitmek
  • Ceza davasından barışmak amacı ile vazgeçmek (Cezadan kurtarmaya yönelik vazgeçme af olarak kabul edilmemektedir.
  • Feragat niteliği taşıyan beyanlarda bulunmak
Uzun Yıllar Ayrı Yaşamak

Kusur üzerine kurulu bir boşanma hukukumuz olduğundan dolayı hukukumuzda uzun süreli fiili ayrılık boşanmaya karar verilebilmesi için yeterli değildir.

Cinsel İlişki Kurulamaması

Öncelikle cinsel ilişki gerçekleştirmekten kaçınan kişinin kusurlu olduğu kabul edilmektedir. Cinsel ilişkinin gerçekleştirilmemesi, bir hastalıktan kaynaklanıyorsa ve de kişi tedavi görüyorsa kusurdan söz edilemez. Eğer eş hastalığı olmasına rağmen tedaviden kaçınıyorsa kusurludur. Yargıtay’a göre eğer kadında bir rahatsızlık yoksa ve de ilişkiden kaçınanın kadın olmadığı ispatlanmamışsa erkek kusurludur.

Yargıtay’a göre makul bir sebebi olmaksızın çocuk istemeyen taraf da kusurludur.

Anlaşmalı Boşanma

Hakimin Değişiklik Yapması

Hakim, anlaşmalı boşanma protokolünde değişiklik yapabilmesi mümkün ise de bu değişiklik eşler tarafından uygun görülmelidir. Değişiklik, eşler tarafından uygun görülmüyorsa dava çekişmeli boşanma davasına kendiliğinden dönüşür.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Tescil Kararı

Anlaşmalı boşanma davaları çoğunlukla Yargıtay denetiminden geçmediği için uygulamada bir bütünlük sağlanamamıştır. Bazı hakimler taşınmazların tescili ile ilgili hükme tespit olarak kararda yer vermekte, bazı hakimler tescil kararı vermekte ancak nispi harç talep etmekte, bazı hakimler ise tescil kararı vermekte ve maktu harç talep etmektedir. Fakat doğru uygulama tescil kararının verilmesidir.

Anlaşmalı Boşanma Davasında Taraflar Mal Rejiminin Tasfiyesi Konusunda Anlaşmak Zorunda Değildir

Anlaşmalı Boşanmada Yapılan Anlaşmadan Karar Kesinleşene Kadar Dönülebilir. Bu durumda dava çekişmeli boşanma olarak görülmeye devam eder.

Boşanmanın Kesinleşmesinden Sonra Varlığı Anlaşılan Vakıalar

Bu durumda yargılamanın yenilenmesi talepleri kabul edilmemektedir çünkü kişiler burada serbest iradeleri ile boşanmayı kabul etmektedirler. Fakat bunlar ayrı bir tazminat davasının konusu olabilir. Haksız fiilin şartları oluşmuşsa bundan kaynaklı bir manevi tazminat davası açılabilecektir.

Maddi Tazminat Kapsamında Olmayan Talepler

Yargıtay’a göre, düğün giderleri, eşya talebi, kazanç kaybı  gibi durumlarda bunlar boşanma davasının eki niteliğinde olmadıklarından ayrı harca tabidirler. Maddi tazminatın mantığı, kişinin evlilik nedeniyle mevcut ya da beklenen bir menfaatinin zarar görmesidir.

Maddi tazminatın para olarak ödenmesi zorunlu olmayıp, olayın özelliğine göre ayni olarak da talep edilebilir.

Manevi Tazminat

Kişilik Hakkına Saldırı Kabul Edilmeyen Kusurlar:

-Bağımsız ev temin edilmemesi, nikahtan sonra evlilik birliğinin kurulmamış olması, kızlık zarının doğal yapısından habersiz kocanın karısını suçlaması, evlilik birliğinin görevlerini yerine getirmemek.

Terk sebebi ile boşanmaya karar verilmesi halinde, terk eden aleyhine manevi tazminata karar verilemez çünkü terk olgusu kişilik haklarına saldırı niteliğinde kabul edilmemektedir.

Manevi tazminatın irat biçiminde ve de ayın olarak ödenmesine karar verilemez. Manevi tazminat, kısmi davaya konu olamayacağı gibi ıslahla da arttırılamaz.

Ortak Velayet

Ortak velayet durumunda da çocuğun günlük bakımı tek ebeveyn tarafından karşılanır ve çocuk bu ebeveynin yanında kalır. Çocuk ile yanında yaşamadığı ebeveynin arasındaki kişisel ilişki tekli velayet olduğu gibi belirlenir. Yine çocuğun yanında yaşamadığı ebeveyni çocuğun giderleri için iştirak nafakası öder. Ortak velayetin tekli velayetten farkı, çocuk ile ilgili önemli konularda eşlerin birlikte karar almasıdır.

Stj.Av.Rumeysa Özge Uzkan

HEMEN İLETİŞİME GEÇMEK İÇİN 0 541 485 92 48

İçindekiler