İş hukuku kapsamında, işçinin haklı nedenle fesih hakkını düzenleyen unsurlardan biri, işverenin yasal yükümlülüklerini yerine getirmemesidir. Bu yükümlülükler arasında, işçinin ücretlerinin eksiksiz ve doğru bir şekilde SGK’ya bildirilmesi de yer alır. Fazla mesai ücreti, işçinin temel haklarından biridir ve yasal sınırlar içerisinde hesaplanıp ödenmesi gerekir. Ancak uygulamada, bazı işverenlerin fazla mesai ücretlerini SGK’ya tam ve doğru olarak yansıtmadığı görülmektedir. Bu durum, işçi açısından önemli sonuçlar doğurabilir.
Fazla Mesai ve SGK’ya Bildirimin Önemi
4857 sayılı İş Kanunu’na göre işçiye fazla mesai yaptırılabilmesi, işçinin onayına bağlıdır ve fazla mesai ücretinin de işçinin temel maaşı üzerinden belirli bir oran artırılarak ödenmesi gerekir. Yasal olarak ödenen bu ücretlerin SGK’ya doğru şekilde bildirilmesi, işçinin hem sosyal güvenlik hakları hem de emeklilik primleri açısından önem arz eder. SGK’ya bildirilmeyen ücretler, işçinin emeklilik primlerinin eksik yatmasına ve sosyal haklarının zedelenmesine yol açar. Bu durumda, işçinin uğradığı zarar, iş ilişkisinin temel güvenini sarsabilir.
İşçinin Haklı Fesih Hakkı
4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesi, işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme imkânı tanır. Bu kapsamda, işçinin ücretinin SGK’ya eksik bildirilmesi, işverenin “doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışı” olarak değerlendirilir. Yargıtay kararlarına göre, işçinin ücretlerinin eksik bildirilmesi, işverenin işçiye karşı yükümlülüklerini ihlal ettiğinin göstergesi olarak kabul edilmekte ve işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaktadır. Özellikle fazla mesai ücretlerinin SGK’ya yansıtılmaması, işçinin sosyal güvenlik haklarını doğrudan etkileyen bir durum olduğundan, işverenin bu eylemi iş ilişkisinin devamını işçi açısından çekilmez hale getirebilir.
İşverenin fazla mesai ücretlerini SGK’ya eksik bildirmesi, işçinin sosyal güvenlik haklarını doğrudan ihlal eden bir durumdur. Bu ihlal, işçi açısından iş ilişkisinin temel güven unsurunu zedeleyebilir ve işçiye haklı nedenle iş sözleşmesini feshetme hakkı tanır. Yargı kararları da bu durumu desteklemekte ve işçinin haklı nedenle fesih hakkını korumaktadır. Dolayısıyla, işverenin bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi, işçi için haklı fesih sebebi olarak değerlendirilebilir.