Talepler
- Artık Değere Katılma Alacağı (TMK m. 231)
- Değer Artış Payı Alacağı (TMK m. 227)
- Katkı Payı Alacağı
- Diğer Eşte Kalan Malların İadesi (TMK m. 226)
- Paylı Mülkiyette Ayni Talep (TMK m.226/2)
- Ölüm Nedeni ile Tasfiyede Ayni Talep (TMK m. 240)
- Üçüncü Kişiye Karşı İleri Sürülecek Talepler (TMK m. 241)
Yasal mal rejiminin tasfiyesinde genel olarak talep edilebilecekler bunlardır.
1-KATILMA ALACAĞI
Katılma Alacağı, varsa eklenecek değerlerden (TMK.nun229 m.) ve denkleştirmeden (TMK.nunm.230) elde edilen miktarlarda dahil olmaküzere,eşinedinilmişmallarının (TMK.nunm.219)toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK.nunm.231) yarısı üzerindeki (TMK.nunm.236/1) diğer eşin alacak hakkıdır. Mahkemece yapılacak iş eklenecek değerlerden (TMK.nunm.229) ve denkleştirmeden (TMK.nunm.230) elde edilen miktarlarda dâhil olmak üzere, davalı eşin edinilmiş mallarının (TMK.nunm.219) toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.nunm.231)yarısı üzerinden(TMK.nunm.236/1) hüküm kurmaktan ibarettir.
Yani katılma alacağı yasal mal rejiminin tasfiyesi neticesinde doğan temel alacaktır. Bu alacak, kanundan kaynaklı olup diğer eşin çalışıp çalışmadığı ya da katkıda bulunup bulunmadığının bir önemi yoktur. Eşin kusurlu veya kusursuz bulunması(236/2.fıkradaki zina veya cana kast durumu istisna olmak üzere) sonuca etkili değildir. Davacının sadece diğer eşin edinilmiş mallarının varlığını ispatlaması yeterlidir.
Katkıdan Doğan Alacaklar
Bir eşin, diğer eşin mal varlığına katkı yapması neticesinde doğan alacaklardır. İki şekilde karşımıza çıkar: 1.Katkı Payı Alacağı 2.Değer Artış Payı Alacağı. Her ikisi de evlilik devam ederken eşlerin birbirinin malı üzerinde yaptığı katkıdan kaynaklamaktadır. Katkı yasal mal rejimi içinde yapılmışsa, Değer Artış Payı Alacağı; mal ayrılığı rejimi içinde yapılmışsa Katkı Payı Alacağı doğar.
2-DEĞER ARTIŞ PAYI ALACAĞI
Medeni Kanunun 227. Maddesi ile özel olarak düzenlenmiştir.
“Madde 227 – Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır.
Böyle bir malın daha önce elden çıkarılmış olması hâlinde hâkim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler.
Eşler, yazılı bir anlaşmayla değer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi, pay oranını da değiştirebilirler.”
Değer artış payı alacağında, mal elden çıkarılmış olsa da hakim diğer eşe, hakkaniyete uygun bir tazminata hükmedecektir. Hakim burada malın elden çıkarılma sebebine bakar. Mal kumar borcu için mi elden çıkarılmış, borçların ödenmesi için mi, ya da diğer eşten malı kaçırma kastı için mi elden çıkarılmış, hakim bunları inceler.
Değer Artış Payı Hesabı:
Yapılan katkı değeri
Katkı oranı= Katkı yapılan malın
katkı tarihindeki (katkı+mal) değeri
DAP=Katkı yapılan eşin kişisel/edinilmiş malının tasfiye zamanındaki değeri x katkı oranı
Bir örnek verecek olursak: Zeynep düğünde takılan altınlarını bozdurarak 20.000 TL’yi Ali’ye ev alması için vermiştir. Ali de 100.000 TL’ye ev almıştır. Tasfiye anında bu evin değeri 300.000 TL’dir.
Bu örnekte 100.000 TL Ali’nin edinilmiş malıdır. 20.000 TL ise Zeynep’in kişisel malıdır. Değer artış oranı 20.000/100.000 (%20)
Değer artış payı alacağı: tasfiye tarihindeki değer x Değer artış oranı
:300.000 x %20=60.000 TL’dir.
Bu örnekte Zeynep’in Ali’den talep edebileceği değer artış payı alacağı 60.000 TL’dir.
Aynı örnekte Zeynep’in Katılma Alacağı:
Katılma alacağı= 300.000-60.000 =120.000 TL’dir.
3-KATKI PAYI ALACAĞI
Mal ayrılığı rejimine tabi bulunan hallerde, eşlerden birinin diğerinin mülkiyetinde bulunan bir mal varlığı değerinin kazanılmasına, bağışlama kastı bulunmaksızın katkıda bulunmuş olması halinde yaptığı katkının talep anındaki değeri kadar alacaklı olması gerektiği yargı içtihatlarıyla gelişmiş bir müessesedir. Evlilik sona erdikten sonra ilgili mal varlığı değerinden faydalanma olanağı ortadan kalkan eşe tanınan bu iade alacağına katkı payı alacağı adı verilir. Katkı payı alacağı eski Medeni Kanunda yer almayan, mal ayrılığı rejiminin özellikle malik olmayan eşi mağdur etmesi karşısında Yargıtay içtihatları ile şekillenen alacaktır.
Katkı Oranı= Yapılan katkı değeri
Malın katkı tarihindeki değeri
Katkı Payı = Malın dava tarihindeki değeri x katkı oranı
Değer artış payı alacağında malın tasfiye tarihindeki değeri ele alınırken, katkı payı alacağında ise malın dava tarihindeki değeri ele alınır.
Değer Artış Payı Alacağı Ve Katkı Payı Alacağının Karşılaştırılması :
- Katkı payı Borçlar Kanunundan kaynaklı, Değer artış payı ise Medeni Kanundan doğmaktadır.
- Katkı payında dava tarihindeki değer, Değer artış payında tasfiye tarihindeki değer esas alınır.
- Katkı payı ve değer artış payında zamanaşımı 10 yıldır.
- Katkı payında faiz dava tarihinden başlar. Değer artış payında faiz tasfiye tarihinden itibaren işlemeye başlar.
4-DİĞER EŞTE KALAN MALLARIN İADESİ (TMK 226)
Madde 226 – Her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır.
Tasfiye sırasında, paylı mülkiyete konu bir mal varsa, eşlerden biri kanunda öngörülen diğer olanaklardan yararlanabileceği gibi, daha üstün bir yararı olduğunu ispat etmek ve diğerinin payını ödemek suretiyle o malın bölünmeden kendisine verilmesini isteyebilir.
Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler.
Kişisel malların iadesi boşanma davası ile beraber de istenebilir, mal rejimi davası içinde de istenebilir, ayrı bir dava açılarak da istenebilir.
Nakdi alacağın istisnaları:
Paylı mülkiyete konu bir mal varsa, üstün yararı olan o malın bölünmeden kendisine verilmesini isteyebilir. (TMK 226/2) Örneğin, diş hekimi olan kadın eş, erkekle beraber alınan taşınmazı muayenehane olarak kullanması halinde bu taşınmazın bölünmeden kendisine verilmesini isteyebilir.
Ölüm halinde tasfiyede sağ kalan eş, eşlerin birlikte yaşadıkları konut ve ev eşyaları ile ilgili mülkiyet, intifa ve kullanma talebinde bulunabilir. (TMK 240)
EKLENECEK DEĞERLER (TMK 229)
Madde 229- Aşağıda sayılanlar, edinilmiş mallara değer olarak eklenir:
- Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
- Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler. Bu tür kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir.
- Kişisel mallar ile edinilmiş mallar arasında denkleştirme
Örneğin, eşlerden birisi mal rejiminin sona ermesinden 1 yıl önce kardeşinin düğününde pahalı bir araba hediye etmiş olması halinde diğer eş bu hediyenin alınmasına rızası olmadığını belirterek bu aracın mal rejimi kapsamında olduğu varsayılarak hesaplanmasını talep edebilir. Buradan da anlaşıldığı üzere bu tür kazandırma devirlerde, mal rejiminin tasfiyesi davlarına devredilen üçüncü kişinin ihbarı şartı ile,mahkeme kararı üçüncü kişilere de ileri sürülebilir.
«Somut olayda, mahkemece Eminönü’ndeki dükkândan kira gelirinin mevcut olduğu ispatlanamadığının kabulü yerinde ise de, dükkanın devir parasına yönelik ret kararı dosyadaki mevcut delil durumuna göre hatalı olmuştur. Şöyle ki, davalı erkeğin dükkanın işletmesini evlilik birliği içinde 08.05.2009 devraldığı, taraflar arasındaki darp olayından sonra, boşanma dava tarihinden (27.12.2010) önce 29. 06.2010 tarihinde davalı erkeğin kız kardeşine dükkanın işletmesini devrettiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece dükkanın işletmesinin devir tarihi ile taraflar arasındaki darp olayının tarihi ve önceki boşanma dava tarihi göz önünde bulundurulduğunda TMK 229. maddesi gereğince dükkanın devir parasının eklenecek değer kabul edilerek tasfiyede dikkate alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.» Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 10.11.2021 T., 2021/5410 E. , 2021/8376 K.
- KİŞİLERE KARŞI DAVA (TMK 241)
Tasfiye sırasında, borçlu eşin malvarlığı veya terekesi, katılma alacağını karşılamadığı takdirde, alacaklı eş veya mirasçıları, edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları bunlardan yararlanan üçüncü kişilerden eksik kalan miktarla sınırlı olarak isteyebilir. Dava hakkı, alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde mal rejiminin sona ermesinin üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Yukarıdaki fıkra hükümleri ve yetki kuralları dışında mirastaki tenkis davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır. Doktrinin tamamı öğrenme anını, tahsil edemediğini öğrenme olarak değerlendirmektedir. 5 yıl ise mal rejiminin sona ermesinden itibaren başlamakta, mal rejiminin sona ermesi ise boşanma davasının açılması ile başlamaktadır. Boşanma davasının sonuçlanmasının beklenmesi haline 5 yıllık süreyi kaçırma riski bulunduğundan Yargıtay Kararları ile bu duruma bir çözüm getirilmiş ve mal rejiminin tasfiyesi davasına üçüncü kişinin ihbarı halinde, mahkeme üçüncü kişi bakımından davayı ayırarak boşanma davasını bekletici mesele yapacaktır. Böylelikle ise 5 yıllık sürenin kaçırılması riskinin önüne geçilmiş olunacaktır.
«O halde Mahkemece, eşden kazandırma veya devralan üçüncü kişi konumundaki diğer davalı hakkındaki alacak talebi hakkında HMK 167. maddesi uyarınca üçüncü kişiye (davalı …’e) karşı açılan dava hakkında ayırma kararı verilerek davanın ayrı bir esasa kaydının sağlanması; bu davada eski eş …’den katılma alacağının tahsil edilebilme durumunun HMK 165/1. maddesi gereğince «bekletici sorun» yapılması, eş hakkındaki alacak davasının kesinleşmesi ve davalı eşten alacağın tahsil edilememesi halinde üçüncü kişi diğer davalının sorumluluğu doğacağı düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.» Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 21.02.2017 T., 2015/11338 E., 2017/2301 K.
Malvarlığının Devredildiği Üçüncü Kişiye Karşı İleri Sürülecek Talepler: 1. Mal rejiminin tasfiyesi davasında malın devredildiği 3. kişiyi davalı göstermek. 2. Mal rejiminin tasfiyesi davasında TMK m. 229 gereğince üçüncü kişiye ihbarda bulunmak ve daha sonra üçüncüyü karşı TMK m. 241 gereğince dava açmak.