Sorry, this entry is only available in Turkish. For the sake of viewer convenience, the content is shown below in the alternative language. You may click the link to switch the active language.

Kasten öldürmeye teşebbüs suçu, failin bir kimseyi kasten öldürmeye elverişli bir hareket ile icrasına başladığı eylemini kendi elinde olmayan nedenler ile tamamlayamaması durumunda oluşmaktadır. Kast, Türk Ceza Kanunu’nun 21.maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre “Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.”

Kasten Adam Öldürme Suçu Kıstasları

Kasten öldürmeye teşebbüs suçunda failin kastının neye yönelik olduğunun titizlikle değerlendirilmesi gerekmektedir. Belirtilmelidir ki burada aranan kast, fiili teşebbüs aşamasında bırakmaya yönelik değil söz konusu suçu tamamlamaya yönelik bir kasttır. Failin kastı öldürmeye yönelikse fail kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, failin kastı yaralamaya yönelikse fail lehe olan kasten yaralama suçundan cezalandırılacaktır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2008/88 E., 2008/84 K.sayılı ve 08.07.2008 tarihli kararında öldürme kastının varlığının hangi kıstaslara göre değerlendirileceği belirtilmiştir. Bu kıstaslar:

  • Fail ile mağdur arasında olay öncesine dayalı, öldürmeyi gerektirir bir husumetin bulunup bulunmadığı,
  • Olayda kullanılan vasıtanın öldürmeye elverişli olup olmadığı,
  • Mağdurdaki darbe sayısı ve şiddeti,
  • Darbelerin vurulduğu yerin hayati önem taşıyıp taşımadığı,
  • Failin kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği,
  • Failin olay sonrası mağdura yönelik davranışlarıdır.

Öncelikle, bu kıstaslarından birinin ya da hepsinin varlığı öldürme kastının varlığını ispatlamaya yeterli değildir. Bu kıstaslar somut olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. Örneğin, Yargıtay bir kararında 17 bıçak darbesinin varlığına göre somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yaparak olayda öldürme kastının bulunmadığı kanaatine varmıştır. Her türlü şüpheden uzak bir şekilde failin öldürme kastının bulunduğu sonucuna varılamaması durumunda şüpheden sanık yararlanır ilkesi de gözetilerek failin kastının yaralamaya yönelik olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.

Fail Mağdur İlişkisi

                        Fail ile mağdur arasında olay öncesinde bir husumet olup olmadığına bakılmakta ise de bu husumetin failin öldürme kastıyla hareket etmesine neden olacak derecede olup olmadığına bakılmalıdır. Husumetin bu derecede ağır olup olmadığını yargı mercileri değerlendirecektir. Yargıtay kararlarına göre, husumetin öldürmeye sevkedecek ciddi boyutta olmaması durumunda kastın öldürmeye yönelik olmadığı sonucuna varılmalıdır. Diğer kıstaslar gibi, mağdur ile fail arasında ciddi boyutta husumet bulunması da tek başına öldürmeye yönelik kastın bulunduğunu ispatlayamayacaktır. Diğer kıstaslarla birlikte değerlendirildiğinde mağdur ve fail arasında ciddi boyutta husumetin bulunması öldürmeye yönelik kastın varlığını ortaya koyabilecekse de, mağdur ve failin arasındaki ciddi boyuttaki husumete rağmen yaralama kastı ile hareket etmesi de mümkündür.

Olayda kullanılan vasıtanın öldürmeye elverişli olup olmadığı değerlendirilirken de yalnızca aracın öldürmeye elverişli olması değil, failin de bu aracı öldürme sonucunu meydana getirmeye uygun bir şekilde kullanması aranmalıdır.

Mağdurdaki darbe sayısı ve şiddeti, darbelerin vurulduğu yerin hayati önem taşıyıp taşımadığı da öldürme kastının varlığının bulunup bulunmadığının incelenmesinde önem arz etmektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu bir kararında, kararında hayati tehlike yaratan isabetlerin bir adetle sınırlı kalması nedeniyle sanıkların öldürme kastı ile hareket ettiklerinin kuşkulu olduğu sonucuna varmış ve sanıkların eyleminin kasten yaralama olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Bıçaklı yaralamalarda, darbenin hayati önem taşıyan organlara isabet etmesi, bu organlara birden fazla kez darbe vurulması, kişinin failin eyleminden dolayı hayati tehlike geçirmesi, failin öldürme kastı ile hareket ettiğini ortaya koymaktadır. Ancak darbenin hayati önem taşıyan organlarına isabet etmesi ihtimalinde de Yargıtay, ani gelişen olaylar bakımından kastın bu organlara darbe vurmaya yönelik olup olmadığının araştırılması gerektiği görüşündedir.  Kastın öldürücü bölgelere yönelik olduğunun ispatlanması fakat mağdurun ölmemesi ihtimalinde kasten öldürmeye teşebbüsten, kastın öldürücü bölgelere yönelik olduğunun ispatlanamaması ihtimalinde ise kasten yaralamadan ceza verilmesi gerekmektedir. Birden fazla bıçak darbesi neticesinde hayati tehlike arz edecek şekilde yaralama ihtimalinde ise Yargıtay öldürme kastının varlığını kabul etmektedir. Silahla yakın mesafeden mağdurun kalbine yönelik atış şeklinde gerçekleşen fiilde de Yargıtay öldürme kastının varlığını kabul etmiştir.

Kasten Adam Öldürme Suçu Cezası

Failin eylemine kendiliğinden son vermesi ve yaralanan mağduru kurtarmak için çaba harcaması durumunda da failin kastının öldürmeye yönelik olmadığını ortaya koymaktadır. Yargıtay bir kararında failin devam etmesine herhangi bir engel bulunmamasına rağmen eylemine kendiliğinden son vermesi, yaralanan mağduru kurtarmak için aktif çaba harcaması hususlarına göre failin kastının öldürmeye değil yaralamaya yönelik olduğu sonucuna varmıştır.

Cezayı artıran veya azaltan nedenler dışında, kasten öldürmeye teşebbüs suçunun cezası basit kasten öldürme suçuna teşebbüste 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası, nitelikli kasten öldürme suçuna teşebbüste ise 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasıdır.

 

Stj. Av. Rumeysa Özge Uzkan