Anlaşmalı boşanmada çocuk için tek bir nafaka miktarı (iştirak nafakası) belirtmenin yanında ayrıca; tatil masrafı, okul masrafı, sağlık sigortası gibi ifadelerin yazılmasının uygulaması ve infazı”

Anlaşmalı boşanma davasındaki iştirak nafakasının nasıl belirlendiğini anlamamız için anlaşmalı boşanma şartlarının gözden geçirilmesi durumu gerekli. Anlaşmalı boşanma davasının açılabilmesi için en az 1 yıl evlilik birlikteliğinin sürmüş olması, eşlerin birlikte başvurması veya diğer eşin davayı kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde mahkemenin boşanma kararı verebilmesi için tarafları bizzat ve aynı anda dinlemeli ve tarafların iradelerini serbestçe açıkladığına kanaat getirmeli, anlaşma protokolü mahkemece uygun bulunmalı anlaşmanın mali sonuçları ve müşterek çocukların durumu düzenlenmiş olmalıdır. TMK m166’da gösterilen bu şartlar sağlandığında kişiler anlaşmalı olarak boşanabilmektedirler.
Bu mahkemeye sundukları protokol içerisinde hâlihazırda tartışmalı bulunan konuların birçoğunu belirli olarak düzenlenilmektedir bunların içerisinde ortak çocuğun velayet, nafaka, mal paylaşımı ve tazminat gibi konulara yer verilmektedir.
Boşanmış olma durumu kendisine velayet verilmeyen ebeveynin ortak çocuğun masraflarına katılmama gibi bir sonuç doğurmaz. TMK m.182/2c.2 göre Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. İştirak nafakasını ödeyecek ebeveynin mali gücü de göz önünde tutulmalıdır.
İştirak nafakasına hakim talep olmadan karar verebilir, Yargıtay’ın aksi yöndeki kararlarına rağmen çocuk kendisine bırakılan eş çocuk için nafaka talep etmediğini beyan etmişse çocuğun menfaati söz konusu ise hakim resen iştirak nafakasına hükmeder, zor durumda kalan eşinde talep edebileceği gibi ayırt etme gücüne sahip müşterek çocuk da talepte bulunabilir. Önemli bir ayrım olarak boşanma süresince talep edilebilecek nafaka tedbir nafakası iken dava sonuçlandıktan sonra hükmedilecek nafaka iştirak nafakasıdır. Yargıtay içtihatlarında iştirak nafakası dışında okul, servis, yemek giderleriyle ilgili hüküm kurulması usul ve yasaya aykırılık nedeniyle bozmayı gerektirmiştir. İştirak nafakası çocuğun eğitim, öğretim giderleri de dikkate alınarak verilmesi gerekli ise de iştirak nafakasından ayrı olarak okul, dershane, servis, yemek, okul giysisi, eğitimine ilişkin tüm araç ve gereç, tüm okul giderlerinin karşılanması vs. yönünde tarafların talebi varsa hüküm kurulabilir. İştirak nafakası kamu düzenine ilişkindir.
Asıl konumuz olan boşanma protokolü ile belirlenebilecek olan iştirak nafakasında ise durum biraz daha esnek tutulmaktadır. Boşanma protokolünün hükmünün ne olacağına dair farklı görüşler mevcut olmakla birlikte bu görüşler boşanma protokolünün yapısının özel hukuk sözleşmesi, aile hukuku sözleşmesi veya sulh sözleşmesi olduğu yönünde değişiklik göstermektedir. Protokolün bu derece özel hukuka yatkınlığı ile protokol ile birlikte anlaşmalı boşanmada iştirak nafakası ile ek gider olan durumlar için ayrı bir miktar belirlenebilir. İştirak nafakasının yapısına da ters düşmemekte olup iştirak nafakasının belirli olması koşuluna da ters düşmeyecek şekilde bir madde ile eklenebilir. Ayrıca iştirak nafakasının miktarının belirlenmesinde çocuğun ihtiyaçları, anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri yanında çocuğun gelirleri de önemli rol oynar. Çocuk için belirlenecek nafakanın çocuğun konut, giyecek, yiyecek, eğitim, öğretim, tatil, dinlenme, sağlık ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek tutarda olması gerekir. İştirak nafakasının boşanma protokolünde “Nafakayı ödeyecek olan ebeveyn tarafından …… masraflarının karşılanması” şeklinde bir madde eklenerek talep edilebileceğini düşünmekteyim. ” Örnek olarak aşağıdaki Yargıtay kararındaki olay özet olarak şu şekildedir: Davacı taraf olan nafaka ödeyen kişi baba olup müşterek çocuğun eğitim masraflarını boşanma protokolünde ödemeyi kabul etmiş sonrasında ise olağanüstü kur artışlarından etkilenerek azaltılması talebiyle mahkemeye başvurmuştur : Yargıtay Kararı – 2. HD., E. 2022/10639 K. 2023/994 T. 14.3.2023 ” Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen iştirak nafakasının uyarlaması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, uyarlama talebinin kısmen kabulüne ve iştirak nafakasına ek olarak ödenmeye başlanacak olan aylık eğitim giderinin kaldırılması yahut yeniden belirlenmesine yönelik talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir…………10.05.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile anlaşmalı boşanma protokolünde iştirak nafakasına ek olarak belirlenen aylık 500,00 USD eğitim giderinin de öncelikle kaldırılmasını, olmadığı takdirde aylık 500,00 TL’ye indirilerek yeniden düzenlenmesini talep etmiştir” şeklindeki dosya üzerinde de ek olarak belirlenen eğitim masraflarından dolayı temyiz edilmemiş davacının istemi ret edilerek aslında iştirak nafakası ile belirlenen ek eğitim masraflarının kabulüne dair karar verilmiştir” Temyiz tarafından incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.”. Bu noktada bakıldığında Temyiz mercii kendiliğinden hukuki denetimi gerçekleştirdiğinden dolayı ki olayımızdaki davacı tarafın talebini ret ederek nafakayı ve ek masraf olarak gösterilen eğitim masraflarını ödemeye hükmetmesi ile bu ek masraf durumunu hukuka uygun bulmuştur gibi bir ifade kullanılabilir.

İştirak nafakası için görevli mahkeme TMK madde 177’de “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.” Yetkili mahkeme ise Aile mahkemesidir.

İştirak nafakasının ödenmemesi durumunda görevli mahkeme İcra ve İflas Kanunu 346.madde ile yetkili mahkeme ise 348.madde de belirlenmiştir.

 

 

 

MERVE HÜR