Bir Hakim Çocuğun Velayetine Karar Verirken En Çok Neye Dikkat Eder?

Boşanmış çiftlerin en büyük sorularından biri, çocuklarının velayetinin kime verileceğidir. Çocuğun geleceği ve sağlıklı gelişimi, hukuki sürecin en önemli parçasıdır ve bu nedenle hakim, çocuğun velayetine karar verirken bir dizi faktörü göz önünde bulundurur. Türk Medeni Kanunu, çocuğun en yüksek yararını korumayı amaçlayan bir yaklaşımı benimsemiştir. Ancak, bu kararın nasıl verildiği, çok sayıda dinamik ve detaylı unsura dayanır. Peki, bir hakim çocuğun velayetine karar verirken en çok nelere dikkat eder? Bu yazıda, hakimlerin velayet kararlarında göz önünde bulundurduğu temel faktörleri ve süreci örneklerle açıklayacağız.

1. Çocuğun En Yüksek Yararını Göz Önünde Bulundurmak

Çocuğun velayetinin belirlenmesindeki en temel prensip, çocuğun en yüksek yararıdır. Hakimler, çocuğun sağlıklı bir şekilde büyümesi, duygusal ve psikolojik olarak gelişmesi için en uygun ortamın sağlanması gerektiğini bilirler. Bu nedenle, çocuğun kimin yanında daha sağlıklı ve güvenli bir ortamda büyüyeceği konusunda karar verirken öncelikle çocuğun genel refahını göz önünde bulundururlar.

Örnek 1:

Ali ve Ayşe boşanmış ve 6 yaşlarında bir çocukları vardır. Ayşe, çocuğun bakımını tek başına üstlenmeye çalışmakta zorlanmaktadır. Ali, maddi olarak daha güçlüdür ve çocuğa daha iyi eğitim fırsatları sunabileceğini belirtmiştir. Hakim, çocuğun en yüksek yararını gözeterek, velayeti Ali’ye verebilir çünkü çocuğun daha sağlıklı bir ortamda büyüme olasılığı daha yüksektir.

Örnek 2:

Banu ve Serdar’ın 10 yaşında bir çocukları vardır. Serdar, çocuğa bakabilecek maddi güce sahip olmasına rağmen, son dönemde psikolojik sorunlarla mücadele etmektedir. Banu ise daha istikrarlı bir yaşam sürmekte ve çocuğuyla güçlü bir duygusal bağa sahiptir. Hakim, çocuğun psikolojik gelişimini ön planda tutarak, velayeti Banu’ya verebilir.

2. Çocuğun Yaşı ve Gelişim Dönemi

Çocuğun yaşı, hakimlerin velayet kararında dikkate aldığı bir diğer önemli faktördür. Çocuk daha küçükse, bakım ve ilgiyi sağlayan ebeveynin kararını hakime yönlendirir. Genellikle 0-6 yaş arası çocukların bakımının annenin üzerinde olması beklenir. Çünkü anneler, küçük çocukların bakımına daha yakın olurlar ve bu dönemde çocuğun annesiyle kurduğu bağ önemlidir.

  • 6 yaş ve üzeri çocuklar ise daha bağımsız hale gelir ve bazen çocuğun görüşü de mahkemede dikkate alınabilir. Çocuğun gelişim dönemi, kişisel tercihleri, ihtiyaçları ve duygusal bağları da kararın şekillenmesinde önemli bir rol oynar.

Örnek 3:

Ömer ve Zeynep boşanmış ve 4 yaşında bir çocukları vardır. Zeynep, çocuğun ilk yıllarını başından beri tek başına büyütmektedir ve çocuğun bakımını sağlamakta zorlanmaktadır. Hakim, çocuğun yaşını ve bu dönemdeki bakım ihtiyacını göz önünde bulundurarak, velayetin Zeynep’te kalmasına karar verebilir.

3. Ebeveynlerin Psikolojik ve Fiziksel Durumu

Çocuğun bakımını üstlenecek ebeveynin psikolojik ve fiziksel sağlığı da velayet kararında belirleyici bir faktördür. Hakimler, her iki ebeveynin de çocuğun bakımına uygun olup olmadığını değerlendirirken, ebeveynin sağlığına, duygusal durumuna, çocuğa olan ilgisine ve bakım becerilerine bakarlar. Eğer bir ebeveynin ruhsal sağlık durumu veya fiziksel sağlığı, çocuğun bakımını olumsuz etkileyebilecek düzeydeyse, hakim çocuğun güvenliğini gözeterek velayeti diğer ebeveyne verebilir.

Örnek 4:

Mehmet ve Emine boşanmış ve 7 yaşında bir çocukları vardır. Mehmet, son zamanlarda ciddi bir depresyon geçirmektedir ve tedaviye başlamıştır. Emine ise sağlıklı bir şekilde çocuğuna bakım vermekte, çocuğun ihtiyaçlarına duyarlı davranmaktadır. Hakim, çocuğun psikolojik sağlığını korumak amacıyla, velayeti Emine’ye verebilir.

4. Ebeveynlerin Çocuğa Olan Bağı ve İlgisi

Hakimler, çocuğun bakımını üstlenecek ebeveynin, çocuğuyla olan ilişkisinin ne kadar güçlü olduğunu da değerlendirirler. Çocuğun her iki ebeveyniyle de sağlıklı bir ilişki kurabilmesi, gelecekteki gelişimi açısından çok önemlidir. Eğer bir ebeveynin çocuğa olan ilgisi ya da bağlılığı zayıfsa, bu durum velayet kararını etkileyebilir.

Örnek 5:

Ayşe ve Ali boşanmıştır ve 9 yaşında bir çocukları vardır. Ayşe, çocuğuna her konuda daha duyarlı ve dikkatli davranmaktadır. Ali ise uzun süreli iş seyahatleri nedeniyle çocuğuyla daha az vakit geçirmekte ve aralarındaki ilişki zayıftır. Hakim, çocuğun duygusal ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, velayeti Ayşe’ye verebilir.

5. Çocuğun Görüşü

Türk Medeni Kanunu’na göre, 12 yaş ve üzerindeki çocukların görüşleri, mahkeme tarafından dikkate alınabilir. Çocuğun kendi görüşü, hangi ebeveyniyle yaşamak istediği, duygusal ihtiyaçları gibi faktörler, hakim tarafından değerlendirilir. Ancak, çocuğun yaşı küçükse, onun kararını doğrudan etkileyen olgular da dikkate alınarak, çocuğun menfaatine en uygun karar verilir.

Örnek 6:

Fatma ve Hasan’ın 13 yaşında bir çocukları vardır. Çocuk, hangi ebeveyniyle yaşamak istediği konusunda mahkemeye ifade verir. Mahkeme, çocuğun görüşünü dikkate alır, ancak nihai kararı yine çocuğun en yüksek yararına göre verir. Çocuk, annesiyle kalmak istediğini belirtse de, çocuğun eğitim durumu ve psikolojik sağlığı göz önünde bulundurularak, hakim kararını verir.

6. Ebeveynlerin İşbirliği ve İletişimi

Çocuğun her iki ebeveyniyle de sağlıklı bir iletişim ve işbirliği kurabilmesi, çocuğun genel gelişimi için önemlidir. Hakimler, ebeveynlerin birlikte nasıl bir iletişim içinde olduklarını ve çocuğun bakımında nasıl işbirliği yapacaklarını değerlendirirler. Ebeveynler arasında şiddetli bir çatışma varsa, hakim, çocuğun güvenliği ve psikolojik sağlığını korumak amacıyla velayeti tek bir ebeveyne verebilir.

Örnek 7:

Zeynep ve Cemil boşanmıştır ve 5 yaşında bir çocukları vardır. Ebeveynler arasındaki iletişim, sürekli kavga ve gerilim içindedir. Zeynep, çocuğun bakımına daha duyarlı olmakla birlikte, Cemil de çocuğu ile vakit geçirmek istemektedir. Ancak, ebeveynlerin birbirleriyle sürekli çatışması, çocuğun psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebileceği için hakim, velayeti Zeynep’e verebilir.

Sonuç

Bir hakim, çocuğun velayetini belirlerken bir dizi faktörü göz önünde bulundurur. Bu faktörler arasında çocuğun yaş, psikolojik durumu, ebeveynlerin sağlık durumu ve işbirliği yapabilme yetenekleri önemli bir yer tutar. Her durum özeldir ve hakimler, her bir ebeveynin çocuğa olan etkisini ayrıntılı bir şekilde değerlendirerek, çocuğun en yüksek yararını gözeten bir karar alır. Çocuğun güvenliği, sağlığı ve duygusal gelişimi her şeyin önündedir.