Uyuşmazlık çözümünde alternatif bir yöntem olarak son yıllarda öne çıkan arabuluculuk, birçok alanda olduğu gibi hukuki davalarda da sıklıkla tercih edilmektedir. Mahkemeye gitmeden, tarafların karşılıklı rızasıyla ve tarafsız bir arabulucu eşliğinde gerçekleştirilen arabuluculuk, hem zamandan hem de maddiyat tasarrufu sağlayarak hızlı ve etkin çözümler sunmaktadır. Peki, hangi tür davalarda arabuluculuk kullanılabilir?

Arabuluculuğa Uygun Davalar

Arabuluculuk, maddi ve manevi tazminat taleplerini içeren birçok özel hukuk davasında kullanılabilir. Bu davalar arasında şunlar yer alır:

  • Aile Davaları: Boşanma, velayet, nafaka, miras gibi aile içi uyuşmazlıklarda arabuluculuk, tarafların karşılıklı anlaşarak çözüme ulaşmalarına yardımcı olabilir.
  • Ticari Davalar: Alacak ve tazminat davaları, sözleşme uyuşmazlıkları, ticari ortaklık problemleri gibi ticari davalarda arabuluculuk, ticari ilişkileri korumaya ve maddi kayıpları önlemeye katkıda bulunabilir.
  • Kiraya İlişkin Uyuşmazlıklar: Kira bedeli, depozito, tahliye gibi kira kontratından doğan uyuşmazlıklarda arabuluculuk, ev sahibi ve kiracı arasında uzlaşmaya varılmasını sağlayabilir.
  • İş Davaları: İşçi alacakları, haksız işten çıkarma, iş kazası ve meslek hastalığı gibi iş hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda arabuluculuk, işveren ve işçi arasındaki sorunların adil bir şekilde çözülmesine yardımcı olabilir.
  • Borç Para Davaları: Alacak ve borç davalarında arabuluculuk, tarafların karşılıklı rızasıyla ödeme planı oluşturmalarına ve yasal takip süreçlerini uzatmadan anlaşmaya varmalarına imkan tanır.

Arabuluculuğa Uygun Olmayan Davalar

Bazı davalar ise kamu düzenini ve üçüncü kişilerin haklarını ilgilendirmesi nedeniyle arabuluculuğa uygun değildir. Bu davalar şunlardır:

  • Ceza Davaları: Ceza Kanunu kapsamındaki suçlara ilişkin davalar arabuluculuk yoluyla çözümlenemez.
  • Aile Hukukunun Bazı Davaları: Velayet ve nafaka davalarında arabuluculuk, ancak tarafların velayet ve nafaka miktarına ilişkin anlaşmaya varabilmesi şartıyla mümkündür.
  • Fiili Haklar İle İlgili Davalar: Mülkiyet hakkı, miras hakkı gibi fiili haklara ilişkin davalarda arabuluculuk yoluyla çözüm bulmak her zaman mümkün olmayabilir.

Arabuluculuğun Avantajları

Arabuluculuk, birçok açıdan geleneksel dava yöntemlerine göre avantajlıdır. Bu avantajlardan bazıları şunlardır:

  • Hızlı ve Etkin Çözüm: Arabuluculuk, mahkemeye kıyasla çok daha hızlı bir şekilde sonuçlanabilir. Bu sayede taraflar, davalarının uzamasından ve yasal prosedürlerin karmaşıklığından kaçınabilirler.
  • Düşük Maliyet: Arabuluculuk ücreti, dava masraflarına ve avukatlık ücretlerine kıyasla oldukça düşüktür. Bu sayede taraflar, maddi açıdan önemli bir tasarruf sağlayabilirler.
  • Gizlilik: Arabuluculuk görüşmeleri gizlidir. Bu sayede taraflar, özel bilgilerini mahkeme salonunda paylaşmak zorunda kalmazlar.
  • Tarafların Anlaşması: Arabuluculuk, tarafların karşılıklı rızasıyla ve isteklerine uygun bir çözüm bulmalarına imkan tanır. Bu sayede taraflar arasındaki husumet azalır ve gelecekte tekrar dava açma ihtimalleri düşer.